HABERLER » Röportajlar » Beni Müziğin Olduğu Yere Götür... | ALUMNI UAA - Üsküdar Amerikan Lisesi'nden Yetişenler Derneği

BANU SAVAŞ (UAA’01)

Küçük yaşlarda tiyatroya büyük ilgi ve Şehir Tiyatroları’nda oyunculuk... Konservatuvar ve opera dersleri... Paris’te Ecole Normale de Musique’de öğrencilik... Marmara Üniversitesi’nde gazetecilik lisansı... Galatasaray Üniversitesi’nde siyaset alanında master... Caz, pop müzikte besteler, şiirler ve söz yazarlığı... Ve kısa bir süre önce çıkan ilk albümü: Beni Güzel Bir Yere Götür. Karşınızda Banu Savaş...
 
Bu kadar da fazla diyebilirsiniz. Ama Banu Savaş öyle demiyor. İlgi duyduğu alanlarda, hiç durmadan yeni bir şeyler yapmayı sürdürüyor. Şiir yazıyor, edebiyatı takip ediyor, konserler veriyor, siyasette olup bitenleri yakından izliyor. 

İlk büyük merakı tiyatro... Ardından da opera... Operaya merakı nasıl uyanmış, biliyor musunuz? Bir gün Muhsin Ertuğrul’da provadan çıkmış, Harbiye’den Taksim’e yürürken bir CD satıcısına rastlamış. Satıcı, temel bir pazarlama taktiği uygulayarak, ‘iki alana bir bedava’ deyince, şansını denemeye karar vermiş. Maria Callas CD’leri almış. “Karma karışık, saçma sapan doldurulmuş, best of CD’leriydi,” diyor. Ama bu kötü CD’ler, onu 13-14 yaşındayken Callas ve opera ile tanıştırmış. 

Operaya ilgi uyanınca, ‘acaba benim sesim yeterli olur mu’ diye merak etmeye başlamış. Üsküdar’daki müzik öğretmeni, her zaman sesinin iyi olduğunu söylerlermiş. Yine de konservatuvara başvurarak, oradaki öğretmenlere sesini test ettirmiş ve opera söyleyecek kadar iyi olduğunu öğrenmiş. Yalnız, ailesi, ancak ikinci bir alanda daha eğitim görmesi şartıyla müzik yapma konusunda onay vermiş. 
 
PARİS’TE ZORLU GÜNLER

Bunun üzerine üniversite yılları gelmiş. Savaş, “Önce gazetecilik okudum. Ama mesleği yapmadım. Gazeteciliği teori düzeyinde biliyorum,” diyor. Aynı zamanda İstanbul Devlet Konservatuvarı’nın Opera ve Şan Bölümü’ne girmiş. Daha sonra seviye sınavını vererek, Paris’in ünlü müzik okulu Ecole Normale de Musique’e geçmiş. “Çok dürüst davranayım, zor geldi,” diyor. Sinir bozucu bir rekabetle karşı karşıya kalmış: “Her yıl üç bin civarında aday konkura giriyor. Çok az insan alıyorlar,” diyor. Bir de, Paris’te ister istemez yalnızlıkla tanışmış. Sözü kendisine bırakalım: “Avrupa’dasın ve yalnızsın. Herkes burada. Sen oradasın. Bana depresif bir şey gibi geldi. Bir yandan da çok beste yapıyordum. Gitar çalıyordum. Şarkı sözü yazıyordum. Şarkılarımı sanatçı arkadaşlarımla paylaşıyordum.” 

Banu Savaş bugün hafif müzik yapıyor. Caz da söylüyor. Tarzına gelince... Indie-pop olduğunu söylüyor. Opera söylemiş olmanın getirdiği bir rahatlığı da var. Ama bu rahatlık, yan gelip yatmak anlamına gelmiyor: “Caz da olsa, pop da olsa, her şarkıcının mutlaka her gün çalışması gerekiyor. Opera için ise daha fazla. Ben o disiplini aldım. Sahnede de, stüdyoda da çok rahatım.” Ve çok sevindirici bir olay: Banu Savaş, Beni Güzel bir Yere Götür ile şarkılarını ilk kez bir albümde toplamış oldu.
 
BEKLENENİN ÜSTÜNDE GERİ DÖNÜŞ

“Bu kadar iyi olacağını tahmin etmiyordum,” diyor: “Promosyona hiç para vermedim. Müzisyenlerin bir araya gelip çok az para koyarak yaptıkları bir albüm bu. Promosyonumuz o kadar az ve yetersizdi ki, müzik eleştirmenlerine yollamayı bile unuttuk. Arkadaşlarım, ‘Banu, seni yazmışlar’ dediklerinde fark ettim. Kulaktan kulağa yayıldı. Bir klip de çekmiştik. Ben, televizyonlar bunu asla yayınlamaz diye düşünüyordum. Sonra arkadaşlar klibi televizyonda izlemişler, bana mesaj yolladılar.”

Geliyoruz standart sorumuza: Banu Savaş’ın Banu Savaş olmasında ÜAA’nın rolü ne oldu?
Savaş cevap veriyor: “ÜAA çok keyifliydi, ama içinde yaşarken bunu tam olarak anlayamadık. O günlerin kıymetini bilemedik. Çünkü çocuktuk. Orada büyüdük. O yaşlarda da okul hakkında söylenip duruyorsun. Ama sonunda da açık fikirli biri olarak mezun oluyorsun. Düşüncelerini topluyorsun. Dünya vatandaşı haline geliyorsun.” 

Banu Savaş, geçenlerde ilginç bir araştırma okumuş. Buna göre öğrenciler, okuldan mezun olduklarının 15. yıldönümünde tekrar bir araya gelme isteği duyuyorlarmış. “Bende de tamamen böyle oluyor gibi,” diyor. “Şu anda tam 15. yılımız ve bugünlerde okulu çok özlediğimi fark ediyorum. Neyse ki sosyal medya var, insanlar birbirlerinden kolayca haberdar oluyorlar.” 

Bu dönemde aktif politika yapmanın önemine değiniyoruz son olarak. Bir sorumluluk hissettiğini söylüyor ve Nâzım Hikmet’in ünlü şiirinin sözlerini değiştirerek atıfta bulunuyor: “Sen yapmasan... Ben yapmasam...”

https://www.ualyetder.org/tr/beni-muzigin-oldugu-yere-gotur