HABERLER » Röportajlar » Hipodromda Cinsiyet Yoktur | ALUMNI UAA - Üsküdar Amerikan Lisesi'nden Yetişenler Derneği

DUYGU FATURA (UAA ’87) 

Duygu Fatura’nın dünyası atlar. O kadar ki, öğretmenleri yılın memorandasında her mezun öğrencinin 30 yıl sonra ne yapacağı konusunda tahminlerde bulunmuşlar. Fatura’nınkinde şunlar yazılıymış: “At yetiştiriyor, at biniyor, atlarla uğraşıyor. Meslek olarak veterinerliği seçecek.

” Duygu Fatura bir at tutkunu olarak ÜAA’dan mezun olmuş. Okulu bitirince Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ne girmiş. Fakülte bittikten sonra yedi yıl Bursa’da kalmış, atlarla uğraşmış. “Veteriner fakültesi, hep atlarla ve hayvanlarla olabilmek için bir yoldu benim için” diyor.

ATLARLA GEÇEN ÇOCUKLUK 

Atlarla tanışması dedelerinin çiftliğinde olmuş. “Sekiz – dokuz yaşlarındayken hayalim hep yarış atlarına binmekti,” diyor. Ama ailesi bu yarış merakını hiçbir zaman onaylamamış. Yarışlara katılmak mümkün olmayınca, Fatura engel atlama ve binicilikle uğraşmış.

Bu branşlarda milli takıma kadar yükselmiş; fakat büyüyüp, biraz daha bağımsız hareket etmeye başladığı dönemde kendini hipodromda bulmuş. Yani, dokuz yaşındaki hayallerini ancak 35 yaşından sonra gerçekleştirebilmiş.

Duygu Fatura, şimdi, Türkiye’nin en iyi ekürisinin sahibi olarak nitelendirdiği Selman Taşbeki’nin asistanlığını yapıyor. Kendi atları da var, Taşbeki’ninkiler de... Kendisinden atların karakterini anlatmasını istiyoruz.

“Nasıl ki insanların farklı karakterleri var; atların da öyle,” diyor ve ekliyor: “Son dönemlerde genç atlarla uğraşıyorum. Daha riskli ama daha keyifli. Sanki çocuk yetiştirir gibi, ona bir birey olarak karakterine uygun şekilde davranıyorsunuz.

O da kendi karakterine göre size cevap veriyor.” Peki atı tanımak ve atın da onunla ilgili kişiyi tanıması bir süreç değil mi? Söze Fatura’ya bırakıyoruz: “Eğer at biniyorsanız, bir atı tanımak çok zamanınızı almıyor. Tabii en büyük avantajım bu. Örneğin Selman Bey gibi daha usta insanlar, dışarıdan da bazı şeyleri görebiliyor ama benim atın üstüne çıkıp, karakterini analiz etmem gerekiyor.

Duygu Fatura, öngörülerinin genelde tuttuğunu söylüyor: “Bu at dürüst mü, sinirli mi, ileride ne gibi yarışlar yapacak... Çünkü bazısı biraz problemli oluyor. Onlara biraz daha toleranslı davranmak gerekiyor. Bazısı ise, çok dürüst oluyor ve yapabileceğinin en iyisini yapıyor.” Duygu Fatura, at üzerinde röportajlarıyla ünlü. “Bu, yurtdışında büyük yarışlarda hep yapılan bir şey,” diyor.

“Biz de seyrederdik ve çok hoşumuza giderdi. Yasin Ekinci, o dönem TJK Başkanı idi. Benim de binicilik kariyerimi bildikleri için böyle bir teklifle geldiler. Ben de seve seve kabul ettim. Bir sezon boyunca açık yarışlardan sonra sıcağı sıcağına at üzerinde jokeylerle röportaj yaptım ve inanılmaz ilgi çekti.”

Peki çevresinde kendisinden başka at binen, at yetiştiren başka kadınlar var mı? Fatura, “Niyetlenen çok arkadaşım oluyor ama devam etmiyorlar,” diyor. Arkasından ekliyor: “İnanın hipodromda cinsiyet ayrımı diye bir şey yok. Orada kimse beni, bir kadın olarak görmüyor.”

ÜSKÜDAR AMERİKANLILAR BİRBİRLERİNİ BİLİR

Tarabya’da oturduğum bir gün, işyerime gitmek için siteden çıktım. Yaşlıca bir hanım durakta otobüs bekliyordu. Durdum ve gideceği yere kadar bırakabileceğimi söyledim.

Hanımefendi bindi ve konuşmaya başladık. Torununun öğrenci toplantısına gittiğini söyledi. Torunu ve eğitim sisteminden konuşmaya başladık; o hanım ile konuşurken onun ÜAA’lı olabileceğini düşündüm.

Anlattığı şeyler benim yaşadıklarımı andırıyordu. Sonra hangi okuldan mezun olduğunu sordum. ÜAA’danmezun olduğunuzu tahmin ettim,” dedim.

https://www.ualyetder.org/tr/hipodromda-cinsiyet-yoktur